"Saklı bahçeler haritası" kitabında yıllar önce yazılmış mektupların gün ışığına çıkması ile aynı evden farklı hayatlara savrulmuş kişilerin öyküsü bolca merak uyandırılarak anlatılıyor. Zaten başarılı kitaplar okuyucunun en temel insani ihtiyacı üzerine gider ki o da MERAKtır. Avrupa ve Türkiyenin 1940-1960 yılları arası olaylarının bir kısmını, mektuplaşan iki kişinin anlattıkları üzerinden okuyoruz. Kitabın sonu böyle olmamalıydı duygusuyla bir çırpıda okuyup bitirdiğim roman, bende tabii ki yazarın diğer kitaplarını okuma isteği uyandırdı. Yazarın ropörtajlarından anladığım kadarıyla tüm eserleri; bellek, hatırlama, çocukluğun tüm hayata etkisi gibi konuların çeşitli kurgusal hayat hikayelerinde işlenmesinden oluşuyor.
Kitapta çok dinamik ve tarihsel gerçek olaylarla bağlanan bir kurgu var.