80`li yıllarda ailece videodan izlediğimiz bir film vardı. Filmin afişini gören filmi Dünya`nın en korkunç film sanırdı (öyle bir film afişini hayatta unutamam), zaten bizimkilerde korku filmi sandıkları için filmi kiralamışlar ama film çok güzel ve çok komik bir film çıkmıştı, film baştan sona hiç duraksamadan güldüren bir filmdi, hatırladığım kadarı ile film seviyeyi hiç düşürmeden güldüren kaliteli bir filmdi. Gülmekten çenemin ve karnımın ağrıdığını bu yüzden çok komik bir şeyi izlemenin bir süre sonra işkenceye dönüşebileceğini bu filmden öğrenmiştim.

Hatırladığım kadarıyla film şöyle: Filmin baş karakteri şişman bir adam ve, bu adama çok büyük bir ev miras kalıyor (filmin konusu hatırladığım kadarı ile böyle olmalı). Ancak, evde ruh var ama adam bu olayı hiç önemsemiyor ve evdeki ruh ile birlikte yaşıyor, sanki evlilermiş gibi evde birlikte yaşıyorlar ve biz bu ruhu gözümüzle göremiyoruz, mesela ruh yatağa yatıyor yastığın deformasyonundan ruhun oraya yattığını anlıyoruz hatırladığım kadarı ile filmin effectleri çok başarıydı.

filmin afişini bile görsem hemen hatırlarım (filmin afişi de şöyle; filmin ana karakteri olan şişman adam filmin afişini merkezinde ve elinde pilli fener tutuyor, arka planda ise büyük ev var, filmin ana karakterinin yüzü insanı korkutan cinsten korkmuş insan yüzü, insanı sinirini geren bir yüz ifadesiydi).