Öncelikle herkese merhaba. 1 veya 2 yıl önce okuduğum bir kitap vardı, içeriği aklımda fakat adını hatırlayamıyorum. İçeriğini hatırladığım kadarıyla ayrıntılı bir şekilde anlatmaya çalışacağım.

 

Kitap genç bir kızın rüyada veya gerçek hayatta (tam anımsayamıyorum) kaçırılmasıyla başlıyordu. Kızın adını maalesef hatırlayamıyorum kusura bakmayın. Onu kaçıran adam dağ başındaki ahşap evine götürmüştü. Kızın gözünden anlatım kız eve geldikten sonraki gün başlıyordu. Kız uyandığında doğal olarak korkmuş, ve nerede olduğunu bilmeyen bir tavır takınmıştı. Hemen nerede olduğunu çözmek için ayağa kalkmış ve evin içinde dolaşmaya başlamıştı. Yerler gıcırdıyor ve evin içerisindeki gaz lambaları ve mumlar loş ışım yaratarak evin içerisine ürpertici bir hava katıyordu. Kız adamı fark ettiğinde bir anda korktu geri çekildi fakat adam hareket etmedi. Biraz bakıştıktan sonra kıza duşa girmesini tavsiye etti ve kızda buna uyup duşa girdim Çıktığında temiz giysiler ve havlu yatağın üstünde duruyordu. Adama teşekkür etti ve yatağa oturdu, nerede olduğunu ve neden burada olduğunu düşünmeye başladı. Bir çıkarım yapamıyordu sadece başının ağrıdığını hissetti ve yatağa uzandı. Buğulu cama bakarak yağmuru seyredip uykuya daldı. Sabah uyandığında o adam yanında yatıyordu. Gözleri üzerindeydi. Kız rahatsız olmuştu ve yataktan kalktı, üstünü değiştirdi. Kendini biraz daha iyi hissediyordu. Adamın dış görünüşünü incelemeye başladı. Kısa, koyu renkli ve dalgalı saçları vardı. Kızın kitapta aktardığına göre Buz Mavisi gözleri vardı ve cehennem gibi parlıyordu. Uzun boyluydu ve kendisi gibi gençti. 20-25 yaşlarında gibi duruyordu. Kaslı vücutlu ve iri yarı biriydi. Adam kendinin onu süzdüğünü fark etti ve arkasını döndü. Bir şey demedi. Mutfağa geçti. Kız saçların taradıktan sonra mutfağa adamın yanına geldi ve nerede olduğunu ve neden burada olduğunu sordu. Adam bir şey demedi. Dışarıya bakıyordu. Kız da dışarı baktığında gördüklerine inanamadı. Saat öğleden sonra 1 buçuktu ve hava hâlâ karanlıktı, çok şaşırdı. Neden böyle bir şey olduğunu sorunca adam normal karşıladı ve burada güneşin sınırlı süreyle doğduğunu ve günün geri kalanında dolunayın göğe hâkim olduğunu söyledi. Kız çok şaşırmıştı. Nasıl oluyordu da böyle bir şey olabiliyordu? Olağandışı bir dünyada olduğu düşündü. Bir şeyler atıştırdıktan sonra kalktı ve verandaya çıktı. Tam ormana doğru gidiyordu adam arkasından kuvvetle kolundan tuttu ve onu durdurdu. Kız karşılık verdi: ”Ne yapıyorsun be?” Adam ”Oraya asla gitmemelisin. Oranın tehlikelerini bilmiyorsun.” dedi. Daha sonra kız üşüdüğünü fark ederek içeri girdi ve odasına çekildi. Adam ise verandada sigarasını içiyordu. Kız düşüncelere kapılmışken adamın odaya girdiğini fark etmedi. Adam onu süzüyordu. Uzun ve koyu renkli düz saçları, kahverengi gözleri, beyaz teni, güzel bir yüzü ve uzun tırnakları vardı. Adam onu süzdükten sonra bir kahve yapıp yanına geri geldi. Kız geldiğini fark edince doğruldu ve kahveyi alıp teşekkür etti. Adamla sadece bakışıyorlardı. Adam ”Biraz uyusan iyi edersin, yarın işlerimiz var.” dedi Kız ise ”Ne işi, neden bahsediyorsun?” dedi Adam daha sonra ”Sana giysi almaya şehir merkezine ineceğiz.” dedi ve üstünü değiştirip çıktı. Kız derin düşüncelere daldı ve uyumaya başladı. Yarın sabah olduğunda erkenden uyanmış, kendine kahve yapmak için mutfağa gitmişti. Evin içi hakkında bir fikri yoktu. Veranda, mutfak,banyo ve yatak odasını görmüştü sadece. Tam yukarı çıkıyordu arkasında bir ses işitti. ”2 dakikaya çıkıyoruz.” Bir şey demeden üstünü apar topar üstümü giyindi ve soğuk bir kış sabahında şehir merkezine doğru yola koyuldular. Yoldayken kızın gözleri adamın üzerindeydi, onu inceliyordu. İnce ve uzun parmakları, kalın bilekleri ve bir bilekliği vardı. Adam onu fark edince ”Ne oldu, neye bakıyorsun?” dedi. Kız ”Hiç, yola göz gezdiriyordum.” dedi. Adam umursamayarak sürmeye devam etti. Şehir merkezine vardıklarında puslu hava şehirdede hâkimdi. Bir giyim mağazasıma girdiler ve adam kız için elbise bakmaya başladı. Kırmızı bir elbise beğendi ve denemesini söyledi. Karşısına çıktıktan sonra adam onu baştan aşağı süzdü. Yanındaki çalışan ”Harika oldu!” dedi. Kız umursamaz bir tavırla ona baktı ve adama ”Birkaç tane daha beğendim, onları da deneyip alacağım.” dedi. Adam bir şey demeyerek oturmaya devam etti. Kasaya geldiklerinde çalışanın adama bakışlarından hoşlanmış olmayacak ki kadını baştan aşağı süzdü. ”Hoşgeldiniz efendim.” dedi çalışan. Adam ödemeyi yaptıktan sonra dışarıda ”Tanınan bir insansın anlaşılan.” dedi kız. Adam bunun üzerine ”Yıllardır burada yaşıyorum.” dedi, adam. Araca binip eve doğru yola koyuldular. Dönüşleride gelişleri gibi sessiz geçti. Kız düşünceliydi. Eve vardıklarında kız yorulduğunu belirtip biraz uyuyacağını söyledi. Saat neredeyse gece yarısına gelmişti. Kız hemen uykuya daldı. Ertesi sabah uyandığında adamı evde görememişti. Herhalde şehir merkezine yeniden indi diyerek mutfağa geçti ve bir şeyler atıştırdıktan sonra giyinip dışarı çıktı. Orman ona çok gizemi geliyordu. Neredeyse dizlerine gelen karın içerisinde ilerlemeye başladı. Biraz ilerlemişti ki bir anda ağaçların arasından hızla geçen beyaz bir kurt silüeti gördü. Aniden dehşete kapılıp çığlık atarak eve doğru var gücüyle koşmaya başladı. Hemen kapıyı açıp içeri girdi ve gördüğü karşısında donakaldı. O adam tam önünde duruyordu. Adam ”Neredeydin?” diye sordu. Kız olayı belli etmemeye çalışarak ”Hava almaya çıkmıştım, üşüdüm ve geri geldim.” dedi. Adam kızın yalan söylediğini fark etmişti. ”Bir daha asla böyle bir şey yapma.” dedi. Kız 'Tamam' dercesine başını salladı ve yatak odasına geçip üstünü değiştirdi. Yatağa uzandı ve yaşadıklarını düşündü. Gözünden bir gözyaşı düştü ve yavaş yavaş uykuya daldı.

 

 

Kurallarda ”Her şeyi ayrıntılarıyla anlatın.” ibaresini görünce uzun uzun aklımda kalanları yazmak istedim. Şimdiden herkese teşekkürler. Umarım bilgiler yardımcı olmuştur.